90’ların ilk yarısı Walt Disney yıllarıydı. Her yıl bir Walt Disney animasyonu gösterime girerdi ve ağzımız açık izlerdik. The Beauty and the Beast (Güzel ve Çirkin), Aladdin, The Lion King (Aslan Kral) gibi çizgi animasyonları izlemek çok keyifliydi. Doksanların ikinci yarısında Disney’in düşüşü yeni bir firmanın ortaya çıkmasını ve yeni bir animasyon türünün baskın hale gelmesini sağladı: Pixar ve bilgisayar animasyonları. Pixar’ın başarısını korumakta zorlandığı bugünlerdeyse yeni bir firma, yine farklı bir animasyon türüyle dış kulvardan atak yapıyor: Tek resimli (stop motion) animasyonlarıyla Laika.
![paranorman_01](http://www.hayaliicraat.com/wp-content/uploads/2012/12/paranorman_01.jpg)
Norman’ın bu dünyadan arkadaşı yok, öteki dünyadan kankası çok. Ama bu durum değişmek üzere.
ParaNorman, Norman Babcock’un hikâyesini anlatıyor. Korku filmlerine meraklı olan Norman, tıpkı The Sixth Sense (Altıncı His) filminin Cole Sear’ı gibi ölülerle konuşuyor. Ve fakat ailesi başta olmak üzere kimse ona inanmıyor. Babası Perry Babcock, Norman’ı anlamayı tümden reddediyor ve “normal biri” olmasını istiyor. Hippilikten emekli, aşırı anlayışlı olan annesiyse Norman’ın babaannesinin ölümünden çok etkilendiği için böyle bir dönemden geçtiğini düşünüyor. Ergenlik dönemindeki ablası, karizması çizilmesin diye herkesin “ucube ve garip” sözcükleriyle nitelendirdiği Norman’dan uzak durmaya çalışıyor. Evde bir de tonton mu tonton bir hayalet olan babaanne var. Norman’ı bir tek o anlıyor. Canlıların dünyasındaki yalnızlık, Norman’ın yakasını okulda da bırakmıyor. Sadece Neil ona yaklaşmaya cesaret edebiliyor, ki o da şişman olduğu için diğer çocukların işkencesine kalan biri. Yine de Neil, Norman’ın kabuğunu kırmayı başarıyor. Bütün bunlar Massachusetts, New England’da bulunan Blithe Hollow adındaki küçük bir kasabada meydana geliyor. Kasabanın cadısı meşhur ve cadının lanetine dair bir de efsanesi var. Tabii bunlar ticarete dökülmüş. Her şeyi bozan şeyse, tıpkı Norman gibi ölüleri gören (ve yine “normal” olmadığı için bırakın toplumu, ailesi tarafından bile dışlanmış olan) amcanın ortaya çıkması. Öleceğini anlayan amca Bay Prenderghast ortaya çıkıyor ve “görevini” Norman’a devrediyor. O görev, cadının lanetine engel olmak. Fakat Norman, bunu nasıl yapacağını bilmiyor. İşin içine belalıları da girince 300 yıldır ertelenen lanet yavaş yavaş uyanmaya başlıyor. Laneti kaldırmaksa herkesin dışladığı Norman’a kalıyor.
![paranorman_02](http://www.hayaliicraat.com/wp-content/uploads/2012/12/paranorman_02.jpg)
Şişmanlığı yüzünden tıpkı Norman gibi toplumdan dışlanan Neil,
başlangıçta biraz zorlansa da Norman’ın kabuğunu kırmayı başarıyor.
ParaNorman’ı izlemeye başladığımda hiçbir beklentim yoktu. Sadece adını duymuştum. Başlangıçtaki intibaım da pek olumlu değildi açıkçası. Klişe karakterler beni pek çekmemişti. Film ilerleyip de konu açıldıkça karakterlere “arketip” sözcüğünün klişeden daha çok yakıştığını fark ettim. Film bir şey anlatmaya çalışıyordu ve bunu yaparken arketip karakterler kullanarak zamandan kazanmaya çalışıyordu. Filmin ortasından sonra neyi anlatmaya çalıştığı belli oldu: ParaNorman, çocuksu görünümünün altında başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere liberal toplumların aksayan yönlerini çok güzel ortaya koyuyor. Zombilerden kaçarken bile parasını ödediği çerezi bırakmayanlar, her şeyin ticarete dökülmesi, sonunda zombileri bile korkutan, linç psikolojisine sahip bir halkı ve tabii ki önyargılar, aile içi iletişimsizlik, ergen cinselliği, ak koyunların içinde kara koyun olmak gibi şeyler, filmin değindiği konulardan bazıları. Kısacası ParaNorman, oldukça dolu bir senaryoya sahip. Buna bir de filmin klişelerle dalga geçtiği yerleri ve güzel yazılmış diyalogları ekleyince ortaya lezzetli bir yemek çıkıyor. Bu alanda şikâyet edilebilecek tek şey, bazı mesajların biraz kör gözüm parmağına tadında, fazla doğrudan verilmesi olabilir.
![paranorman_03](http://www.hayaliicraat.com/wp-content/uploads/2012/12/paranorman_03.jpg)
Kapitalizm her şeyin ticaretini yapıyor. Acı bile metaya dönüşüyor. Cadı teması,
Blithe Hollow kasabasının her yanını sarmış durumda. İş iyice ticaret dökülmüş ama,
bu cadı figürünün anlattığından gerçekler çok farklı (ve acıklı).
Senaryo konusunda sınıfı geçen Chris Butler, yönetmenlik koltuğunu animasyon aleminin tecrübeli isimlerinden Sam Fell’le paylaşıyor. ParaNorman, aynı zamanda Laika animasyon şirketinin ikinci uzun metrajı. İlk filmleri olan Coraline’de de harikalar yaratan ekip, inanılması güç ama, oradaki performansını aşmış. Özellikle bazı sahnelerde animasyonlar o kadar akıcı ki tek resimli animasyon değil, bilgisayar animasyonu izlediğinizi zannedebilirsiniz. Ve yine Coraline (Koralin ve Gizli Dünya)’yı yapmış şirketten beklediğiniz üzere karakterlerin surat ifadelerinden kıyafetlerin kırışması gibi detaylara kadar her şey mükemmel kotarılmış. Mükemmel olan bir diğer şeyse seslendirme. Norman’ı, The Road (Yol) filminden tanıdığımız Kodi Smit-McPhee canlandırıyor. Kadrodaki diğer isimler de aşağı yukarı aynı düzeyde. Yani bir yerlerden tanıyoruz ama hiçbiri birer yıldız değil. Casey Affleck, John Goodman gibi öne çıkan isimler var tabii ama inanın, kadronun performansı yıldızlar geçidi olan animasyonları hiç aratmıyor.
![paranorman_04](http://www.hayaliicraat.com/wp-content/uploads/2012/12/paranorman_04.jpg)
Günümüz toplumu, zombileri bile korkutuyor.
ParaNorman’la Laika, ilk filmi Coraline’daki çizgisini devam ettiriyor: Karanlık ve suya sabuna dokunan bir hikâye anlatıyor. Deli işi olan tek resimli animasyon konusunda ne kadar ilerlemiş olduklarına inanabilmek içinse filmi seyretmeniz lazım. Beklenmedik derecede eğlenceli olan ParaNorman, özellikle türe meraklı olanların kaçırmaması gereken bir film.
Yönetmen: Sam Fell, Chris Butler
Senaryo: Chris Butler
Yapımcı: Travis Knight, Arianne Sutner
Yapım yılı: 2012
Seslendirenler: Kodi Smit-McPhee, Tucker Albrizzi, Anna Kendrick, Casey Affleck, Christopher Mintz-Plasse, Leslie Mann, Jeff Garlin, Elaine Stritch, Bernard Hill, Jodelle Micah Ferland, John Goodman, Tempestt Bledsoe, Hannah Noyes, Ariel Winter
© 2012 Hayalî İcraat. Yazan: Üstar Kaan ZANBAKCI. |
0 Yorum |
Kategoriler: Filmler, İncelemeler, Kategoriler
Etiketler: Aladdin, Animasyon, Anna Kendrick, Ariel Winter, Beauty and the Beast, Bernard Hill, Casey Affleck, Chris Butler, Christopher Mintz-Plasse, Coraline, Elaine Stritch, Hannah Noyes, Jeff Garlin, Jodelle Micah Ferland, John Goodman, Kodi Smit-McPhee, Leslie Mann, ParaNorman, Sam Fell, Tempestt Bledsoe, The Lion King, The Road, The Sixth Sense, Tucker Albrizzi